
Parisliler bu yaz yapılacak Olimpiyatlar için kalabalıktan yakınmaya başladı. Terli kalmanın metro vagonlarını tıkadığını, işe gidip gelmeyi daha da cehenneme çevirdiğini hayal ediyorlar. Yazdan kaçamaklarını planlıyorlar; en kötü ihtimalle evde çalışmak için bir “télétravail” programı.
Ama İvan Büyükocak değil. Paris’in hemen aşırı düşük gelirli bölgesinde, kebap ticaretinin stratejik ticaretiyle bilinen bir köşeye bakıldığında, yaklaşan Olimpiyatların tamamen farklı bir şeyin habercisi olduğunu görüyor: fırsat.
İnce paltolu bir kadın, bakkal arabasını harap bir konut projesine doğru sürüklerken Sayın Büyükocakm, “Sokakları yeniden yapıyorlar, binaları yeniliyorlar” dedi. “Bu alan geliştirilecek. Hayat daha iyi olabilir.”
Zaten umut da budur. Kurumsal 2024 Fransa Olimpiyatları için büyük bir söz verildi: Oyunlar için altyapıya harcanan 4,5 milyar avrodan yararlanarak ülkenin en kötü maaşlı ödemelerinden biri olan Seine-Saint-Denis’i dönüştürmek.
Paris’in değişimi 90 mil karelik yoğun bir bölge, 40 küçük şehir kapsıyor ve nesiller boyunca yoksulluk, göç ve suçla eş anlamlı hale geldi. Artık temmuzda oyunların başlamasıyla ekonomik bir performans yaratacak ve sporcular yola çıkmadan önce kalıcı bir canlanma sağlanacak umulan bir Olimpiyat Köyü’ne ev sahipliği yapacak.
Sayın Büyükocakm’ın mağazalarının hemen yukarısında, eski sanayi arazilerini ofisler, sürekli ve mağazalarla dolmayı vaat eden yüksek binalardan oluşan yeni bir mahalleye dönüştürmek için firavun kalma döneminde 52 dönümlük bir proje üzerinde çalışmalar sürüyor. Yakınlarda 5.000 kişilik yeni bir Su Sporları Merkezi yerel halk için bir spor merkezi haline gelecek.